Vazgeçtiğiniz her şey, size başka bir surette geri döner.
“Konfor alanı” tarifini duymuşsunuzdur. Konfor Alanı insanın kendini en iyi, rahat ve güvende hissettiği alandır. Kulağa ne kadar güvenli gelirse gelsin aslında tüm hikaye ordan çıkmaya cesaret ettiğinde başlar. Çok sevdiğin bir yeri terk etmek zorunda kaldığın olmuştur. Ya da mutlaka bir an geldi ve çok sevdiğin birinden zor da olsa ayrıldın. Zorlandın, üzüldün, ağladın. Peki sonra gerçekten hayatında bir kapı açıldığını hissetmedin mi?
Konfor alanından çıkmak, bırakmak ya da vazgeçmek savunmasız kalmak demektir. İnsan sanılanın aksine en çok savunmasızken gelişir. Doğru okuduğunda aslında savunmasız olmadığını göreceksin. Hayatın mesajlarını okumayı öğrenmelisin. Doğru zamanda cesaret edemediğin için paldır küldür zamanın senden zorla kopardıklarına bir bak mesela, hayat sana farklı zamanlarda, farklı şekillerde mutlaka “bırak artık” demiştir. Direnirsen ve vazgeçmezsen eğer kabuğun dökülür. Önce çırılçıplak kalırsın. Korkar titrersin belki ama sonra mutlaka üzerine en çok yakışanı giyersin. Önemli olan ilk işareti gördüğün anda yolunu değiştirmeye cesaret edebilmektir. Zamanı geldiğinde vazgeçmek de bir erdemdir. Bırakmaya cesaret ettiğin her şey sana başka bir surette geri döner. Hayat cesur olanları ödüllendirir ve konfor alanından bir kez çıkmaya cesaret etmiş birinin kaybetme şansı yoktur. Ayağa kalk, evinden çık, tozdan kurtul, yeniye yer aç.