Ali Elmacı’nın son kişisel sergisi olan “Dudaklarımı Öp Kalbimi Hançerle”, ilk kez Pilevneli galeride sanat severler ile buluşuyor. Aynı zamanda Ali’nin galerideki ilk kişisel sergisi olma özelliğini de taşıyor. İlkleri barındıran bu sergi son dönem kağıt ve tuval eserlerinin yanı sıra sanatçının ilk yönetmenlik deneyimini de izleyiciyle buluşturuyor. Bulut Reyhanoğlu prodüktörlüğünde hayata geçen üç yeni kısa metraj film “ Tadına Bakınca Kokusunu da Aldım”, “Bahçeye de Çıkarız” ve “Beni Kendinden Fazla Sev” sanatçının eserlerinde kullandığı görsel dili ve perspektifi başka bir ortama taşıyor.

Sergide yer alan ve sanatçının ilk yönetmenlik deneyimi olan üç kısa metraj filmden biri “Beni Kendinden Fazla Sev”, halkın kurtarıcı olarak umut bağladığı bir başka ikonu konu ediniyor. İzleyici, kitlelere hitap eden ve onlarda beklenti uyandıran iktidar figürünü post-it kağıtlardan tanınmayacak hale gelmiş, dilek ağacına dönüşmüş bir prensesi seyrediyor. Aleyna Tilki’nin canlandırdığı bu figür de Davut gibi, öz benliğini yitirene kadar kitlelerin beklentileriyle donanmış görünüyor. Sanatçıya göre kitlelerin ikonlardan, iktidarlardan beklentileri onları tek tipleştirebiliyor; onların çeşitliliğini, özgünlüğünü yok edebiliyor.

Sergide yer alan kısa metraj filmlerden bir diğeri “Tadına Bakınca Kokusunu da Aldım”, topluluk halinde ortak stratejiyle avlanıp, hiyerarşik düzende avını tüketen aslanlardan referansla bir aile hikayesini ele alıyor. Onlardan ayrışan kurbanları yedinci figür, daha önce Elmacı’nın resimlerinden birine konu olan Romalı muhafızların komutanı ve imparatorların koruyucusu Aziz Sebastian, tarihte ilk Hıristiyanlardan biri olarak biliniyor. Roma İmparatorluğu’nun putperest olduğu bu dönemlerde Aziz Sebastian, dini inancı sebebiyle bir direğe bağlanıp oklanarak ölüme terk ediliyor. Bu anlamda Aziz Sebastian, Elmacı’nın eserlerinde bir yandan düzeni koruyan ve kollayan, öte yandan da düzenin tam zıttı bir inanış ve yaşam biçimini benimseyen bir karakter olarak yer ediniyor. Avlanmasını tamamlamış olan aile, Aziz Sebastian’ı ölüme terk ettikten sonra yemek yemeye başlıyor ve düzenli sofrayı talan ediyor.

Serginin üçüncü kısa metraj filmi “Bahçeye de Çıkarız”, konfor alanını terk etmek istemeyen bireyin ayağa kalkmaya direnmesini, koltuğuna saplanışını ve yerin altından gelen bir başka karakter tarafından alanından çıkmaya zorlanışını sahneliyor. Ana karakter koltuğuna kenetleniyor ve onu kaldırmaya çalışanla mücadele etmiyor. Koltuğuyla birlikte sürüklense de koltuğunu bırakmaktan kaçındığı için onu kaldırmaya çalışanla savaşamıyor. Bırakamadığı koltuğu için mücadele etse, onu kaldırmaya çalışanı yenecek ve tekrar kendi alanının hükmünü sürebilecekken alanını tamamıyla kaybediyor ve karanlık bir koridorda yok oluyor.

İkiyüzlülük, ikilemler ve düellolar, “Dudaklarımı Öp, Kalbimi Hançerle” başlıklı sergide birçok farklı içerikte ele alınıyor. Ali Elmacı’nın semboller ve bir ironi perdesinin arkasına sakladığı bu kavramlar, eserleri seyirciyle ve gündemle ilişkilendirilebilir kılıyor.

“Dudaklarımı Öp, Kalbimi Hançerle”, 14 Ocak-18 Şubat 2023 tarihleri arasında Pilevneli galeri de misafirlerini bekliyor.