İletişim sektöründe uzun yıllar çalışıyorsunuz. Geçmişten günümüze iletişim dünyası nasıl bir dönüşüm sürecinden geçti?
20 yılı aşkın süredir iletişim sektöründeyim. Medya, otomotiv, sanat&kültür ve reklam ajansı olmak üzere çok farklı sektörlerde marka iletişimi ve stratejisi üzerine çalıştım. İletişim stratejisti olarak amacım markanın hedef kitlesine, doğru iletişim mecrasından, en etkili mesajla ulaşmak. Geçmişte daha sınırlı iletişim kanalları üzerinden bunu yapmaya çalışıyorduk ve iletişim tek yönlü, sadece markanın konuştuğu bir iletişim oluyordu. Günümüzde ise dijital medyanın hızlı yükselişi, sosyal medyanın varlığı ve influencer pazarlaması ile yepyeni iletişim kanalları oluştu. Markalar bu yeni mecralar sayesinde artık müşterilerini hem dinleyebiliyor hem de onlarla etkileşime geçiyor ve bu sayede uzun süreli bir ilişki kurabiliyor. Marka iletişimde geçmişte ürün özellikleri anlatılırken artık markanın hikayesi anlatılıyor. Marka hikayesini etkili aktaran, hedef kitlesiyle duygusal bağ kurabilen ve onlara deneyim yaşatan markalar fark yaratıyor.
Kadınların sektördeki değişim ve dönüşümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadınların özellikle iletişim, medya, perakende, marka yönetimi, moda ve eğitim sektörlerinde son 20 yılda hızlı bir yükselme sürecine girdiğini gözlemliyorum. Özellikle girişimci kadınların sayısında ciddi bir artış var. Örneğin eğitmenlerinden olduğum İstanbul Moda Akademisi’nde öğrencilerimin büyük çoğunluğunu kadın girişimci adayları ve kadın girişimciler oluşturuyor. Aynı ivmeyi medya ve iletişim sektöründe de gözlemliyorum. Birçok başarılı derginin ve dijital platformun genel yayın yönetmeni ve yaratıcı ekipleri kadın. Hatta sektördeki öncü erkek dergilerinin bile kadın ağırlıklı ekiplerden oluştuğunu görmek, pozisyonlara ait cinsiyet ayrımcılığının gitgide azaldığını gösteriyor. Etrafımdan gözlediğim, kadınların kariyerindeki duraklama dönemi hala çocuk sahibi olmak ya da aile dengesini koruyabilmek adına oluyor. Burda yine en fazla zorluğu aile ve iş dengesini kurmak adına kadınlar yaşıyor. O noktada erkekler hala kadınlara göre iş hayatında çok daha avantajlı durumda.
İş dünyasında bir kadın olarak unutamadığınız bir anınız var mı?
Kurumsal iş hayatında medyadan otomotive farklı sektörlerde çalıştım. Erkek egemen bir sektör olan otomotiv sektöründe de 4.5 yıl çalıştım. 2010 yılında, pazarlama uzmanı olarak işe başladığımda, 15 kişilik satış ve pazarlama ekibindeki tek kadın çalışan bendim. İş görüşmesine geldiğimde satış ekibindekiler ne kadar süre dayanabileceğime dair kendi aralarında iddaya girmişler. Çünkü benden önce aynı pozisyonda çalışan üç farklı kadın çalışan, çok kısa sürede istifa etmiş. Benim ekipteki çalışma sürem 1 yılı geçtikten ve artık ekibimle çok samimi olduktan sonra bana bunu itiraf ettiler. Hepsinin tahminini yanıltarak 4.5 yıl tek kadın çalışan olarak satış ve pazarlama ekibinde kalmayı başardım. Bunun nedeninin hızlı uyum yeteneğim, kararlılığım ve iletişim becerim olduğuna inanıyorum.
Eskiden 360 iletişim markalar için olmazsa olmazdı. Şimdilerde bu durum nasıl değişti?
Bütüncül bir strateji içeren 360 derece iletişim markalar için hala çok önemli ve geçerli. Değişen nokta, geleneksel medya kanallarına yeni iletişim kanallarının da eklenmesi oldu. Örneğin eskiden 360 derece iletişim planında sosyal medya mecrası yoktu. Dijital reklamların payı çok daha düşüktü. Influencer pazarlaması iletişim dünyasına yine çok hızlı ve yeni giren kanallardan biri. Aynı şekilde belirli sektörlerde deneyim pazarlaması çok etkili ve tercih edilen iletişim mecralarından biri oldu. Marka iş birliklerini çok sık görüyoruz. Yeni iletişim kanalları dünyamıza girdikçe, 360 derece iletişim hem geleneksel hem de yeni iletişim mecralarını hedef kitleye göre belirleyerek oluşturulmaya başlandı.
Yoğun temponuzda kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
İşimin bir parçasını marka etkinlikleri, dergi çekimleri ve marka lansmanları oluşturuyor. Bu nedenle her hafta farklı bir iş programım ve akışım var. İş hayatımla beraber aile , öz bakım ve sosyal hayatımı da dengelemem gerekiyor. Bu nedenle her günümü , hafta sonları dahil saat saat planlıyorum ve bu programa mümkün olduğunca bağlı kalmaya çalışıyorum. Apple takvimim ve ben ayrılmaz bir ikiliyiz. Hafta sonları tenis ve doğada zaman geçirmek gibi kendime iyi gelen vazgeçemediğim rutinlerim var. D vitaminim dostlarımla vakit geçirerek gerekli dozumu almayı da hiç aksatmıyorum.