Tolgahan Sayışman, her Cuma Trt ekranlarında Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı dizisinde canlandırdığı Barbaros karakteri ile izleyiciyle buluşuyor. Biz de Tolgahan ile kıştan kalma bir günde nisan sayımız için buluşuyoruz. Bir otel hikayesi kurguladık ve ortaya dinamik ve hareketli bir çekim çıktı. Tolgahan’ı daha önce hiç görmediğimiz bir stilde ve görünümde göreceğimiz bu çekimin enerjisi ve samimiyeti röportajımızı da yansıdı.

Barbaros Hayreddin: Sultanın Fermanı dizisinde Barbaros karakterini canlandırıyorsunuz. Dizide oldukça aksiyon ve hareketli sahneler var. Bu sahneler de tedirgin olduğunuz veya endişelendiğiniz durumlar oluyor mu?
Aksiyonu bol bir iş çekiyoruz. Ve bence hakkını tüm ekip olarak verdiğimizi düşünüyorum. Aksiyonun merkezinde bir karakter olduğu için uzun öz hazırlık şansım olmasa da oldukça sıkı bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Şu ana kadar en keyif aldığım ve çok zorlandığım iki sahne oldu. Üçüncü bölümde Osmanlı da padişahın özel fedaileri olan solak askerleri ile birlikte çektiğim sahneydi. Çok uzun ve çok kalabalık bir sahneydi. Koreografisi zordu ama çok uzun saatler sürdü. Bir diğeri ise yedinci bölüm finalinde gladyatör sahnesiydi. Tüm gün boyunca Birebir dövüş sahnesi çektik. Gün yetmediği için bazı planları ertesi sabah almamız gerekti. Bel bölgesinde iç bacağıma doğru bir sinir sıkışması oldu ve hastanede aldık soluğu. Tedavi olmama rağmen hala risk taşıdığı için son dönemde çektiğimiz tüm aksiyon sahnelerinde dikkat etmek zorundayım. Ayrıca bel fıtığı ve kasık fıtığı başlangıcı da yakaladı doktorlar. Bu işten sonra yıl sonu ameliyat olacağım.
Tarihi bir karakteri canlandırmanın ne gibi sorumlulukları var?
Tarihte isimlerini altın harflerle kazımış karakterleri canlandırmak çok büyük bir keyif. Ama ayrı bir sorumluluk istiyor. Ne olursa olsun burada senaryoya bağlı kalmak zorunda olsak bile ilerleyen süreçte karaktere yaptığınız dokunuşlar çok önemli. Ve an itibarıyla Osmanlı tarihinin padişahlardan sonra en büyük kahramanlarından birini hakkıyla aktarabildiğimize inanıyorum.

Pijama Takımı, Ropdöşambır, Marks&Spencer
Kolye, Pia Yuli
Sizin denizle aranız nasıl?
Çok iyidir. Ama daha çok keyif amaçlı ya da tatil amaçlı deniz yolculuklarımız olur. Maceraperest bir şekilde ya da zamanının çoğunu denizde geçiren biri değilim.
Bu zamana kadar hep kamera önünde oyuncu olarak yer aldınız. Geçtiğimiz yıl ilk kez yapımcılığını üstlendiğiniz Aynasız Haluk filmi vizyona girdi. Yapımcı koltuğunda olmak ne gibi sorumluluklar getiriyor?
Yılların verdiği birikimi ve tecrübeyi, beni ben yapan ve en sevdiğim sektör olan sinema sektörüne aktarmak istedim. Ben ama dizi yapımcısı değil de daha çok keyfe keder bir yapımcıyım diyebilirim. Bu sene yaptığım bir film daha vizyona girecek. Ve sonrasın da yine dizi çekimleri bitiminde yapımcılığını üstlendiğim iki sinema filmi daha olacak. Dediğim gibi yapımcıyım değil de filmciyim demek daha doğru gibi. Oyuncu kendinden ve canlandırdığı karakterden sorumlu. Yapımcı tüm işin genelinden ve yatırımından sorumlu. Çalışan herkesten ve çalışılan her konudan sorumlu. Apayrı bir stres ama çok ayrı bir keyif.

Yüzük, Pia Yuli

Dijital dünya film ve dizi sektöründe etkin olmaya başladı. Siz dijitali nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dijital dünya çalışanları için iyi gibi görünse de sinema sektörünü hatta televizyon ve dizi sektörünü olumsuz etkiliyor. İnsanları evinden çıkartmamak adına başarılı ama sinema salonlarına olan ilgiyi pandemi ile birlikte neredeyse yüzde altmış azalttı. İlk zamanlarda çok para harcansa da sonrasında yapımcılara yeterli bütçeler verilmeden dijital dünya da bir rekabet oluşturuluyor. Şu an sektör de herkesin keyfi yerinde lakin ilerde bütçesel anlamda ciddi tehlikeler oluşabilir.
Kendinize ve ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Çok yoğunum ama elimden geldiğince onlarla olmaya özen gösteriyorum. Kendi özel yaşam alanlarımdan ve erkek arkadaş ortamlarından fedakârlık ettim. Ama çocuklar çok hızlı büyüyor ve her anlarına şahit olmak istiyorum. Onlarla vakit geçirmek her şeyden çok daha zevkli. Evde senaryo okurken yanı başımda olmaları bile çok büyük huzur ve zevk. Dışarda ki hayat çocuklarımdan sonra çok boş geliyor.
Genellikle sakin biri misinizdir?
Genellikle sakin kalmaya çalışan biriyim. Olgunlaştım diyebilirim. Çok daha hızlı düşünüp hareket eden daha agresif biriydim. Dizginlemeye çalışıyorum diyelim.

RÖPORTAJ / INTERVİEW: TİMUR CAN ERSOY
FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: BARAN ALTINDAĞ
FOTOĞRAF ASİSTANLARI / PHOTOGRAPHY ASSISTANT: MEHMET KURT
STYLING: NUR EDA İŞBİLİR
SAÇ / HAIR: MURAT AKBULUT
MAKYAJ / MAKE UP: ZEYNEP TURAN
PRODÜKSİYON ASİSTANI / PRODUCTION ASSISTANT: KADİR YİĞİT İNAL
MEKAN / LOCATION: THE ARTİSAN İSTANBUL