Onur Tuna, Mahkum dizisinde iki sezondur oynadığı Fırat Bulut karakterini sonsuzluğa uğurlarken bende bu başarıyla geçen iki sezondaki yolculuğunu kendisinden dinliyorum. Fırat’ın çok katmanlı bir karakter olması Onur’a oyunculuk anlamında bir şeyler katarken aslında karakterin yaşadığı zorlukları ‘ben olsam nasıl başa çıkardım’ şeklinde karaktere yansıtması da oldukça güzel bir yaklaşım olarak dikkatimi çekti. Onur tam bir işkolik o yüzden boş zamanlarında da hem tutkusu hem de diğer profesyonel alanı olan müziğe de kalan zamanını ayırıyor.

Deri ceket, Network
Gömlek, Network
Pantolon, Emre Erdemoğlu

Mahkum dizisinde Fırat Bulut karakterini canlandırdınız. Bu yolculukta Fırat’ın yaşadıkları ile empati kurdunuz mu veya ben olsam nasıl yaklaşırdım dediğiniz bir an var mıydı?

Mahkum dizisi öncelikle çok katmanlı bir işti. Benim oynadığım karakter bakımından. Çünkü Fırat Bulut hem bir Cumhuriyet savcısı hem hafızasını kaybetmiş biri hem de hapishanede olan bir adamdı. Bu katmanları değerlendirmek benim için çok keyifliydi. Oynarken çok keyif aldığım bir karakterdi. Tabii ki yaşadıklarından ötürü yorucu tarafları vardı. Türkiye’de dizi çekiyor olmamızdan ötürü aynı yorucu sahnelere birden fazla maruz kaldığımız oldu. Tabii ki yorgunluklar oluşuyor. Fırat cephesinden bakmak gibi bir şey görmüyorum aslında Onur olarak Fırat olsaydım acaba nasıl davranırdımı oynuyorum. Sanırım gerçekliği buradan yakalıyorum. Dolayısıyla Fırat’a dair yaşadıklarını empatik boyutta değil de ben yaşarsam ne olurdu diye düşündüğüm için bende etkileri var diyebilirim. Genel hatları ile çok güzel bir iş olduğunu ve tadında bittiğini düşünüyorum. Umarım bir oyuncu olarak tekrar bu kadar katmanlı karakterlerle baş başa kalabiliriz.

Siz hayatın içindeki zorluklarla nasıl başa çıkarsınız?

İllaki hayatta zorluklar oluyor. Ama bu zorluklarla baş etmenin yöntemi, bence zorluğun durumuna göre ondan kurtulmak için belli parametreler vardır. Ve yaşam size bunu gösterir. Bunun için çalışmak gerekir. Yani o parametreleri elde etmeye çalışmak bizim için çok önemli. Çözüm için gerekli olan fonksiyonları elde ettiğimizde sonucun gelmeme ihtimali yok diye düşünüyorum. Dolayısıyla bir zorlukla karşılaştığımda ya da bir korkuyla veya panikle yaklaşmıyorum. Ne yapılması gerek diye düşünmek ve yapılması gerekenleri çıkarıp daha sonra onları yapmaya çalışmak yani tüme varmak ile alakalı daha sağlam ve sağlıklı bir yöntem gibi geliyor.

Trençkot, Emre Erdemoğlu
Ceket, Lacoste
Sweatshirt, Zelisch
Pantolon, Lacoste
Bot, Lacoste
Deri ceket, MX Clan
Pantolon, Emre Erdemoğlu

Dijital platform ile geleneksel televizyonculuk arasında Türkiye şartlarında ayrıştığı veya kesiştiği noktalar var mı sizce?

İllaki ana akım ile dijital arasında endüstriyel anlamda farklar var. Ana akımın reklamlarla alakalı hizmet etmek zorunda olduğu belli bir düzen var. Dolayısıyla bunlar zamanlama ile alakalı oluşumlara dönüşüyor. Ne kadar uzun hikaye anlatıyorsanız o kadar çok tekrara düşersiniz. Çok basit bir hikayeyi ne kadar izleyiciye anlatmaya çalışırsanız da o kadar sıkacaksınızdır diye düşünüyorum. Dijital projelerin dakikaları daha kısa olduğu için bir oyuncu olarak bizim açımızdan çok daha iyi. Çünkü hikayeyi daha basit daha kolay ve daha kompleks bir biçimde anlatabilme imkanı sunuyor. İş şartları olarak oyuncu gözüyle baktığımda reklam kampanyaları ile çok fazla işimiz olmadığı için, tabii ki dakikası az oyuncu gözüyle bakıldığında vaktin sahneyi daha iyi çıkarmak adına zamanın harcandığı şartlar altında çalışmak bir oyuncu için daha destekleyici ve daha motive edici olacaktır. Ama ana akımında kendi içinde bir tarzı ve sistemi var. Bu sistem içerisinde devam ediyor. İki taraf içinde benzer ve farklı olduğu tarafları var ama oyuncu gözüyle dijitalin teknik anlamda daha iyi işler çıkarmasını daha yüksek buluyorum.

Sizi yakında dijital bir projede görebilecek miyiz?

Görüştüğümüz bazı işler ve güzel hikayeler var. Bunların arasında karar vermeye çalışıyoruz. Yakın bir zamanda izleyiciler de öğrenecektir. Şu anda daha karar vermediğim için bir şey söyleyemiyorum.

Ceket, Lacoste
Sweatshirt, Lacoste
Pantolon, Emre Erdemoğlu

Her zaman oyunculuk kariyeriniz ön plana çıksa da müzikte profesyonel hayatınızın bir parçası bu yoğun tempoda ikisine de nasıl vakit ayırıyorsunuz?

Oyunculuk zaten vaktimin birçok kısmını alıyor. Ama arda kalan zamanda da yatmayı çok seven biri olamadım. O zamanlarda da stüdyomda müzikle uğraşıyorum. Kendi şarkılarımı evde bazen yazıp besteliyorum. Sonra stüdyoya gidip aranjman kısmı ile uğraşıyoruz arkadaşımla ve kendimizi iyi hissettiğimiz, uygun olduğumuz zamanlarda da çalışmalarımızı insanlarla paylaşıyoruz. Şu an hazırda olan birçok projemiz var. Bir Youtube projemiz ve yeni çıkacak olan bir teklimiz var. Onlarda hazır durumdalar. Doğru zaman geldiğinde onu da bizi dinlemeyi seven insanlarla paylaşıyor olacağız. Bu bir yorgunluk değil aksine oyunculuk dışında müzikle uğraştığımda kendimden kopmadan gene yapmak istediğim işi ruhani boyuttan kopmadan bir şeyler üretirken buluyorum. Bu da beni mutlu ediyor.

“Bir Hiçmişim Gibi” teklisi sevenleriniz tarafından oldukça ilgi gördü. Tekli çıkarmaya devam edecek misiniz yoksa ilerleyen dönemde albüm çıkarmayı düşünür müsünüz?

Bir önceki soruda bahsettiğim gibi yeni bir tekli ve Youtube projesi geliyor. ‘Evet Bir Hiçmişim Gibi’ dinleyenler tarafından beğeni ve ilgi gördü. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü asıl yaptığım oyunculuk mesleğinin dışında, ürettiğim başka bir şeyinde insanlar tarafından teknik anlamda ve hissiyat anlamında takdir görmesi emeklerimin karşılığını aldığımı hissettiriyor. Bu konuyla alakalı da üretmeye devam ediyor olacağım. Çünkü birilerinin beğenip veya beğenmemesinden ziyade kendi yolculuğumla alakalı olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumdan beri müzik benimle olan bir şey hep söylüyorum. Çocukluğumdan beri müzik ile uğraşıyorum ve kendi stüdyom var diye. Dolayısıyla buranın içinde kalmamak gibi bir durum söz konusu olamaz. Ama dediğim gibi beni yaşamda var eden, bugün stüdyomdaki eksiklerimi tamamlayan aynı zamanda hobilerime yönelmemi sağlayan asıl aşık olduğum yer oyunculuk.

Kot ceket, Levi’s
Kot ceket, Lee
Triko, Network
Pantolon, Levi’s
Bot, Lacoste

FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: SEFA YAMAK

FOTOĞRAF ASİSTANI / PHOTOGRAPHY ASSISTANT: ALPER CAN POLAT

STYLING: MELİKE KARABULUT

STYLING ASİSTANI / STYLING ASSISTANT: ŞİMAL KELEŞ

SAÇ & MAKYAJ / HAIR & MAKE UP: MEHMET ALPAN