Cem Pilevneli, Doğulu Production imzası ile çıkardığı Petek Pansiyon albümü ile sanat dünyasına giriş yapmış ve sonrasında çıkardığı teklilerle adından oldukça söz ettirmiş bir müzisyen. Cem ile yollarımız yine Petek Pansiyon’da kesişmiş ve bu çok tesadüfi olmuştu. O günden bugüne Cem ile sohbetimiz her zaman baki kalmıştır. Şimdi çıkardığı son teklisi Ya Evde Yoksan’ı müzik listelerinde görünce direkt yazdım ve hemen röportaj yapmamız gerektiğini söyledim. O da kırmadı. Yine onun çok emek verdiği ve yeniden hayata kazandırdığı Petek Pansiyon’da buluştuk. Bol kahkahalı ve bol eğlendiğimiz bir çekim ve röportaj gerçekleştirdik.

Ya Evde Yoksan geçmişten günümüze herkesin bildiği bir şarkı, bu şarkının sizde bir hikayesi var mı?

Öncelikle geçmişten günümüze çok fazla parça dinliyorum ve üzerinde çok düşünüyorum. Ya Evde Yoksan’da o dinlediğim parçaların arasından seçtiğim arabesk tarzda bir parçaydı. Diğerlerinden daha çok kendini parlatan ve farklı bir noktaya konumlandıran özel bir parça olduğunu düşünüyorum. Hem sözü hem de armonisi çok farklı ve etkili. Ve bu parçanın orjinalinden yorumlanması çok başaralı. Daha önceden de bir cover çalışması daha yapılmış. O da çok başarılı. Kendime aslında oynadığım bir oyundur bu. Çünkü risktir. Çok iyi yapılan bir şeyi yeniden yapıyor olmak. Ama dediğim gibi bu riski aldım. Yapmak istediğim şey eseri duyduğumdan beri bağlama kısmını sample’layıp biraz daha modern biraz club havasında tiyatral bir şekilde okumak istedim.

Aslında ilk cover’ınız değil daha önce Resimdeki Gözyaşları ve Gündüzüm Seninle teklilerini de çıkartmıştınız. Bu şarkılara ilginiz nereden geliyor?

Geçmişteki eserlere sürekli dönüyor olmamın sebebi aslında bir repertuar oluşturmak istediğim içindi. Kendi parçalarım sayı olarak sahnede yeterli kalmayacağı için. Canlı konserlerde programımı destekleyecek birkaç parça istedim. Ama bunları olduğu gibi ne popülerse onu çalayım olarak değil. Kendi müziğimle birleştirerek sunmayı tercih ettim. Daha ilginç olacağını düşündüm. O yüzden de böyle bir cover serisi çıkmış oldu. Şu zamana kadar yayınladıklarımın hepsi, aslında yaptığım çoğu coverdan en beğendiklerim diyebilirim.

Siz oldukça farklı müzik tarzlarını kendi yorumunuzu katarak dinleyiciye sunuyorsunuz. Peki sizi sevenlerin buna geri dönüşü nasıl oluyor?

Farklı müzik türlerini bir araya getiriyorum. Çünkü çok farklı müzik türleri dinliyorum. Belirli bir türün içerisinde sınırlı kalmamaya çalışıyorum. Özgün bir şey üretmek istiyorum. Beni dinleyenlerde açıkçası beni tam olarak bir yere konumlandıramıyor. Açıkçası bende konumlandıramıyorum. Her şeyden biraz var ve bence bu beni ben yapan etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Kimi seviyor kimisi de karışık buluyor. Umarım çoğunluk seviyordur.

Petek Pansiyon albümü Doğulu Production ile çıkardığınız ilk albüm yakında ikinci bir albüm gelecek mi?

Evet çok fazla parça yaptım. Yarım bıraktığım, sözlerini yazmadığım elli veya altmışa yakın parçam var diyebilirim. Bu röportajdan sonra bir seyahate çıkıyorum. Kendime zaman ayırıyor olacağım. Bu seyahatte yarım bıraktığım parçaların hepsini olmasa da büyük bir bölümünü tamamlayıp, içerisinden beğendiklerimi tamamlayıp bu yaza güzel bir albüm ile girmek istiyorum. Umarım en kısa zamanda da bunu gerçekleştirebilirim. Çünkü bu hazırlık sürecini ne kadar hızlı yaparsam o kadar iyi hissediyorum ve heyecan duyuyorum.

Sanatçı kimliği dışında gündelik yaşantınızda Cem nasıl biri ve neler yapar?

Aslında bir süredir mimarlık yapmak durumunda kaldım. Eski bir aile otelimizi biraz kendine getirip, kullanılabilir hale getirmeye gayret ettiğim bir dönemden geçtim. Çok uzun bir süre boyunca bir binanın renovasyonu ile uğraştım. Sanat haricinde büyük bir zamanım bu binaya gitti. Çok fazlada yol aldı. O yüzden şu sıralar sanatıma daha fazla zaman harcayabiliyorum. Genellikle gündelik hayatımda sosyalimdir. Gece insanıyım. Çevremin kalabalık olmasını severim. Sevmem içine kapanık olmayı. Tek başıma kalmayı aslında severim ama tek başıma kaldığımda da bunu bir şeyler üretmek için kendimle kalırım. Eğlenmeyi ve yüksek sesi çok severim genel olarak.

Petek Pansiyon aynı zamanda sizin yaşam alanınız, burada yaşamak nasıl bir his?

Petek Pansiyon benim yaşam alanımdı. Buradan son zamanlarda çıktım ama tabii ki de hayatımın büyük bir kısmı hala orada geçiyor. Normal birisine göre evet dışarıdan çok enteresan bir hikaye olarak gözüküyor. Buraya taşınmamdaki en büyük sebebim, ses yapabileceğim ve şehir içerisinde ulaşımı olabilecek yani sosyal hayatımı devam ettirebileceğim ama aynı zamanda müzik yapabileceğim, geceleri davul çalabileceğim bir yere ihtiyacımın olmasıydı. Otel zaten kullanıma kapalıydı. Zaten öncesinde de yazları hizmet veren ve kışları kapalı olan bir işletmeydi. Çok güzel yanları vardı. En güzel yanlarından biri ses probleminin sıfır olması ve merkezi olmasıydı. Çok büyülü bir bina ve burasıyla duygusal olarak çok fazla bütünlüğüm olduğunu düşünüyorum. Hikayesi olan her şeyin daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bu binanın da benim için yüz binlerce hikayesi ve anlamı var.

FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: EGEMEN PIRLANT